1970 ila 1986 yılları arasında gerçekleştirdiği bu tırmanışların hiçbirinde oksijen tüpü kullanmamıştır. 1978 yılında tek başına Nanga Parbat zirvesine ulaşan ilk dağcıdır. 1986 yılında Seven Summits'de ikinci olmuştur. 1989-1990 yıllarında (Arved Fuchs)ile Antarktika'yı, 1993 yılında Grönland'ı 2004 yılında da Gobi Çölü'nü geçmiştir.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra Avusturya'dan İtalya'ya kalan Güney Tirol Eyaletinde yaşayan dağcı, 1999-2004 arasında İtalyan Yeşiller Partisi'nden Avrupa Parlamentosu milletvekilliği yaptı.
1. Birden Fazla Hayat Yaşayın: Reinhold Messner bir dağcı. Orası kesin! Evet ama uzmanlık alanı matematik, kitaplar yazıyor ve bir dönem Avrupa Parlementosunda milletvekiliği de yaptı. Ama o bir dağcı.
Temeli bu. Kendi deyişiyle “birden fazla hayatı” olması, onun farklı yönlerinden ileri gelmiyor; hayatını çeşitli dilimlere bölmesinden dolayı böyle bu! Hayatına öyle bakıyor.
Örneğin, kardeşini kaybettiği ve altı ayak parmağının donduğu Nanga Parbat zirve çıkışı, onun için bir dönemin sonu ve yeni bir hayatın başlangıcı. Messner’in ayak parmaklarının donması onun kaya tırmanışlarında eski becerilerini sergilemesine engel oluşturuyor, o da dağcılık macerasına yeniden yön veriyor.
Messner, ne zaman bir engelle karşılaşsa bunu hayatında yeni bir dönem açmak için fırsat olarak görüyor. Hayatının ilerleyen yıllarında, artık dağlara eskisi kadar çıkamayacak kadar yaşlandı mı, “bir dağcılık müzesi kurmanın zamanı gelmiştir” diyor ve bir müze kuruyor.
2. İmkânsıza Meydan Okuyun: Messner, insanın ancak imkânsıza meydan okuyarak geliştiğine, insan ruhunun bu sayede derinleştiğine inanmaktadır. Ona göre “Eğer bir dağ tehlikeli değilse, o artık bir dağ değildir.”
Bazı dağcılar, doğaseverler bu söze katılmayacaklardır. “Dağ, dağdır” diyeceklerdir haklı olarak. Ama Messner, ortaya attığı bu sözü derinleştirir: “Herkes kendi dağlarına tırmanmalı, herkes kendi zirvesine ulaşmaya çalışmalıdır.” Messner’in dünyasında bir dağ yeterince zorlu değilse, kişiyi yeterince geliştirmeyecektir. Çünkü insan kendini ancak uç durumlarda tanır, keşfeder. Dağa çıkmak onun için sadece çeşitli coğrafyalar üzerinde seyahat etmek değildir; dağa çıkmak, kendi ruhunun derinliklerine inmektir.
3. Engelleri Aşın ve Bunun İçin Gerekirse Porsche’nizi Satın: Messner, Everest’e tek başına, bir ekip arkadaşı olmadan çıkmak ister. Bunun için Nepalli makamlara başvurur ve reddedilir. Nepalli yetkililer, Everest’e tek kişilik çıkış izni vermiyor, bunu çok tehlikeli buluyorlardır. Bunun üzerine Everest’e (bir sınır dağıdır Everest) Çin üzerinden çıkmak ister. Çin’e yaptığı başvuru olumludur. Ancak bir sorun vardır. Soğuk Savaş yıllarıdır ve Çin hükûmetinin bürokratik kuralları esnek değildir. Kalabalık bir dağcı grubunun Everest’e tırmanmak için ödeyeceği parayla, tek kişinin ödeyeceği para aynıdır.
Messner, “zengin bir adam değildim” diyor ve gülümseyerek ekliyor “Evde kullanmadığım ne varsa sattım. Bir de arabamı. Bir Porsche’m vardı.”
Messner, elinde ne var ne yok satıp paraya çevirir. Üstelik zirveye çıkması garanti değildir. Ne garantisi, ucunda ölüm bizi bekliyor olabilir!
Messner şöyle diyor: “Kendi dağlarınızın zirvelerine çıkın!”
4. İsteklerinizin Peşinden Gidin: “Ben çok şanslıyım. Rüyalarımın çoğunu gerçekleştirdim.” diyor Messner. Elbette belli bir tevazu ve bilgelik var bu sözde. Durumu şansla açıklanamaz. Messner, “Güçlü istek duyduğunuz şeyleri yaparsanız başarılı olursunuz. Çünkü güçlü istek duyarsanız motivasyonunuzu kaybetmezsiniz, diye düşünüyor Messner:
“Motivasyon, para verip satın alabileceğiniz bir şey değildir. Motivasyon, size arkadaşlarınızdan verilecek bir hediye de olamaz. Kendiniz için doğru olanı yaptığınızı düşünürseniz, bunun için güçlü bir istek duyarsınız. Motivasyon, kendiniz için doğru olanı yaptığınıza inanmakla ilgili bir şey!”
Şimdi, hemen şu soruyu sorun kendinize: Rüyalarınızı gerçekleştirme yolunda ilerliyor musunuz?
5. Hareketsiz Kalmayın, Başlayın: Rusya’yı bir uçtan diğerine geçmeyi planlıyorlardı. Ancak hava daha ilk haftadan son derece kötü olunca beklemeyi tercih ediyorlar. Messner, “Bekledikçe korktuk. Korktukça daha çok bekledik ve bir türlü harekete geçmedik.” diyor ve ekliyor “Oysa bir şeye başlayınca, harekete geçince korkunuz azalır. Biz de harekete geçmeye karar verdik.”
Bir başka bilge, bir seyyah, Robert M. Pirsig ne diyordu?
“Düşününce çok zor, yapınca çok kolay!”
6. Başarısız Olun: Çok başarılı olmak istiyorsanız, başarısızlığı sık sık tecrübeye etmeye hazır olmalısınız. Bunu birçok kişinin ağzından duyarsınız. Ama birçok başarılı insan bu sözü söylese bile insanların birçoğu onların ne demek istediğini anlamaz. Onların aşırı tevazu gösterdiklerini ya da başarılı olmanın verdiği rahatlık ve güvenle konuştuklarını falan düşünürler. Oysa başarısız olmayı tecrübe etmek üzerine söylenenler gerçektir, denilenler doğrudur.
8000 metre üzerindeki Himalaya macerasında 31 tırmanış yapar Messner. Bunlardan 18’i başarılı 13’ü başarısız olmuştur. Başarı zirve yapmaksa –ki öyledir Messner için- 13 başarısız girişime imza atmıştır. Bu zirve tırmanışları sırasında dünyanın en yüksek beşinci dağına yaptığı ilk üç tırmanış çabası da başarısız olmuştur Messner’in, ancak dördüncü seferde başarıyı tatmıştır.
7. Düştüğünüzde Kalkmayı Bilin: Seneca, Romalı bir Stoacıdır. Messner, kuzey bölgesinden İtalyan bir dağcı. Felsefeleri aynı: “Yüreği yılmadan düşen, dizleri üzerinde de savaşır.”
Messner, Seneca gibi savaşmaktan söz etmese bile “düşenin, dizleri üzerinden doğrulması gerektiğini” söylüyor, buna inanıyor.
“Birçok dağcıdan daha yetenekli ya da daha iyi değildim. Ama birçoğundan daha fazla mücadeleciydim. Düştüğümde kalkmanın bir yolunu buluyordum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder