9 Ekim 2015 Cuma

Propolis

Propolis, arıların peteklerine yama yapacakları zaman bir zamk olarak kullandıkları, kavak ve bazı kozalaklı ağaçların tomurcuklarında bulunan reçine benzeri bir madde.
 Tıbbi kullanımı MÖ 350’lere, antik Yunan filozofu Aristo dönemine kadar uzanıyor. Yunanlılar o dönemde propolisi yara iyileşmesinde, Mısırlılar ise mumyalamada kullanmışlar.

Bal, antik zamanlardan beri tedavi amaçlı kullanılmış en eski şifa verici besinlerden. Balın, mikrop öldürücü ve hücre yenileyici antioksidan ve antitümör etkileri bilimsel çalışmalarca kanıtlanmış durumda.

Propoliste şu ana kadar izole edilmiş 300’den fazla bileşik var. İçerik, toplandığı arı kovanlarının konuşlandığı coğrafyaya, iklime ve toplandığı zamana göre değişebilmekte. Propolisin saf olarak elde edilmesi her zaman mümkün olmaz, en yaygın elde ediliş şekli arı ürünleri, genellikle de arı kovanından “çalınıyor.” Rengi sarıdan kahverengiye kadar değişebilir. Arılar bu reçinemsi maddeyi ağaçlardan toplayarak kovanlarına getirirler ve peteklerinin ağzını kapatmak için kullanırlar, böylece peteğe zarar verecek diğer canlılar hatta cansızlar, peteğe giremez girme girişiminde bulunduğunda ise anında “mumyalanır”. Kovanda oluşan hasarları da propolisle onarır arılar. Basit bir mumsu madde değildir, oldukça aktif bileşenler içerir, çok kuvvetli mikrop öldürücüler ve antioksidanlar ile hem peteği korur, hem balı hem de bizi.
 
 Pro­po­li­sin kuv­vet­li mik­rop öl­dü­rü­cü özel­li­ği ol­du­ğu ve güç­lü an­ti­ok­si­dan et­ki­si, bi­lim­sel bir ger­çek. Ar­jan­ti­n’­de ya­pı­lan bir bi­lim­sel ça­lış­ma­da pro­po­lis­te 12 ay­rı bi­yo­ak­tif bi­le­şen izo­le edil­di ve an­ti­ok­si­dan (kan­ser kar­şı­tı) özel­li­ği öl­çül­dü. An­ti­mik­ro­bi­yal ak­ti­vi­te­si hiç de azım­sa­na­cak gi­bi de­ğil, bir­çok an­ti­bi­yo­ti­ğe di­renç­li çok “çe­tin ce­vi­z” bir mik­rop olan me­ti­si­li­ne di­renç­li ‘s­ta­fi­lo­ko­kuk au­re­us’ di­ye ad­lan­dır­dı­ğı­mız mik­ro­ba kar­şı bi­le et­ki gös­ter­di­ği göz­lem­len­di bu ça­lış­ma­da. Pro­po­lis içe­ri­ğin­de bol mik­tar­da fla­vo­no­id var ki bu mad­de­ler bi­li­nen en güç­lü an­ti­ok­si­dan­la­rı içer­mek­te. Po­li­fe­nol­ler, ter­pen­ler, hat­ta do­ğal kor­ti­zon ben­ze­ri mad­de­ler bi­le var bi­le­şi­min­de. Vi­ta­min açı­sın­dan da ol­duk­ça zen­gin, özel­lik­le de E vi­ta­mi­ni. E vi­ta­mi­ni, kan­ser­le mü­ca­de­le­de en önem­li vi­ta­min­ler­den, vü­cu­dun sa­vun­ma sis­te­mi­ni uya­rı­yor.
“Jo­ur­nal of Eth­nop­har­ma­co­log­y” der­gi­sin­de 2011 Oca­k’­ta ya­yın­la­nan Hır­va­tis­tan kay­nak­lı bir ça­lış­ma­da, fark­lı yö­re­ler­den el­de edi­len fark­lı pro­po­lis ör­nek­le­ri­nin hem kim­ya­sal bi­le­şim­le­ri­nin hem de ya­pı­lan hüc­re de­ne­yin­de kan­ser hüc­re­le­ri­ni öl­dü­re­bil­me ye­te­nek­le­ri­nin fark­lı ol­du­ğu or­ta­ya kon­muş. Pro­po­lis ör­nek­le­ri­nin eta­nol ile eks­tre­le­ri ya­pıl­mış ve kan­ser hüc­re ör­ne­ği ola­rak da ra­him ağ­zı kan­se­ri hüc­re­le­ri kul­la­nıl­mış bu de­ney­de. Pro­po­li­sin he­men her çe­şi­di­nin bu kan­ser hüc­re­le­ri üze­rin­de hem üre­me­yi dur­du­ru­cu hem de öl­dü­rü­cü et­ki gös­ter­di­ği sap­tan­mış.

Bu ko­nu­da Tür­ki­ye­’de ya­pıl­mış ben­zer ça­lış­ma­lar da var, bun­lar­dan bi­ri Ma­ni­sa­’da Ce­lal Ba­yar Üni­ver­si­te­si His­to­lo­ji ve Em­bri­yo­lo­ji Bö­lü­mü­’n­de yü­rü­tü­len ve 2010 yı­lın­da dün­ya li­te­ra­tür­le­rin­de ya­yın­la­nan bir ça­lış­ma so­nu­cun­da pro­po­li­sin, me­me kan­se­ri hüc­re­le­rin­de an­ti-tü­mör et­ki­ye sa­hip ol­du­ğu­na ka­na­at ge­tir­miş­ler.

In­ter­na­ti­onal Jo­ur­nal of On­co­log­y’­de 2011 Ni­san sa­yı­sın­da ya­yın­la­nan çok ye­ni bir ça­lış­ma­da, pro­po­li­sin pros­tat kan­se­ri hüc­re­le­ri­ni in­ti­ha­ra zor­la­dı­ğın­dan bah­se­di­li­yor.

Pro­po­li­sin yal­nız­ca kan­se­re kar­şı de­ğil, kan­ser ön­ce­si lez­yon­la­ra kar­şı da ko­ru­yu­cu özel­li­ği ol­du­ğu­na da­ir bi­lim­sel ipuç­la­rı var. B­ra­zi­li­an Jo­ur­nal of Otor­hi­no­lary­ngo­log­y der­gi­si­nin 2011 Ocak sa­yı­sın­da bu kon­uda ya­pıl­mış bir hay­van de­ne­yi­ne de yer ve­ril­di.  Ça­lış­ma so­nu­cun­da pro­po­li­sin, kim­ya­sal ola­rak te­tik­le­nen kan­ser olu­şu­mu­na kar­şı önem­li de­re­ce­de bir ko­ru­ma oluş­tur­du­ğu sap­tan­mış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder