1625 yılında bristol körfezi ağzında yer alan lundy adası ele geçirilmiş
ve bu ada daha sonraki atlantik denizi seferinlerde üs olarak
kullanılmıştır. Lundy adasının sağladığı bu lojistik destekle Türk
amirali Murad reis 15 gemiden oluşan bir filo ile Cezayir'den Atlantik
Denizi'ne açılır. İzlanda kıyılarına varan donanma 26 gün boyunca
izlanda'ya hakim olmuştur. Yakınlardaki Vestmannaeyjar adası da
yağmalanır ve daha sonra anılarını yazacak olan Ouf Eigilsson (olaf
egilson veya olafur egilson), eşi ve iki oğlu da esir düşer. Murad
reis'in komutasındaki donanma yaklaşık 400 esir ve büyük bir ganimetle
Cezayir'e geri dönmüştür.
Bu sefer sırasında ele geçirilen esirlerinin en ünlüsü ise esir ve cariye olarak Cezayir'e getirilen tyrkja
Olaf Egilson ki kendisi rahiptir ve bir kaç esir ile birlikte fidye
karşılığı serbest bırakılır. Bir yıl sonra Egilson Murad reis'in
seferini anlatan bir kitap yazmıştır. Eşi ancak 1637 yılında dönerken
oğulları hiçbir zaman geri dönememiştir.
Bu seferden sonra da donanma bir çok kez İzlanda'ya sefer yapılmıştır.
Örneğin Ali Biçin Reis'in seferinde yaklaşık 800 esir alınmıştır. Başka
bir seferde ise 1631 yılında 12 gemiden oluşan bir filo gene bol bol
ganimet ve esirle Cezayir'e geri dönmüştür.
gudda'dır.
Grindavik, Austfiroir ve
Vestmannaeyjar şehirlerinde gerçekleşen adam kaçırmalar nedeniyle 1627
yılında İzlanda’ya ayak basan Türk vatandaşlarının öldürülmesi serbest
bırakıldı.
Ancak bu yasa nedeniyle hiçbir Türk vatandaşı öldürülmedi. Hatta bu yasa
daha sonraki yıllarda unutuldu. Ta ki bir İzlandalı’nın yeniden bu
yasayı gündeme getirmesine kadar. Türklerin öldürülmesine serbestlik
tanıyan bu yasa 1970’lerde kaldırıldı. Ancak İzlanda’da bu üç şehirde
hala Türkler zaman zaman ‘Tyrkjaranid’ yani ‘İnsan çalan Türk’ olarak
anılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder