Ünlü oyuncu Marlon Brando, 1973'te Baba (The Godfather) filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu
dalında verilen Oskar ödülünü Yaralı Diz Katliamı sebebiyle reddetti. 27 Mart 1973'teki ödül törenine kendi adına konuşma yapması için Sacheen Küçük Tüy adlı Kızılderili genç bir kadını gönderdi. Küçük Tüy, engellemelere rağmen Brando'nun Amerika yerlilerine yapılanlar yüzünden ödülü reddettiğini bütün dünyaya duyurdu.
20. yüzyılın en önemli sinema oyuncusu olarak gösterilen Marlon Brando, 3 Nisan 1924 tarihinde Omaha/Nevada'da dünyaya geldi. Babası, hayatını iş gezileri yaparak kazanan bir tacirdi. Annesi ise bir tiyatro kumpanyasını yönetiyordu. Küçük bir çocukken bile coşkulu karakteriyle kendisini gösteren Brando, genç yaşta tiyatroya başladı. New York'ta Lee Strassberg, Elia Kazan ve Emir Zahirovic'den senelerce oyunculuk dersi aldı.
Her zaman kendisi üzerindeki en önemli etkiyi Stella Adler'in yaptığını söyledi. 1954 yılında ilk Oscar ödülünü kazandı. Hayatı başarılarla geçti. En büyük başarısı ise 1973'de Baba (The Godfather) filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında verilen Oskar ödülünü Yaralı Diz Katliamı sebebiyle reddetmesiydi. Sadece Amerika yerlilerine değil, tüm azınlıklara uygulanan soykırımlara ve ayrımcılığa muhalif bir politik çizgi izleyen Brando, ödülü alması için sahneye Sacheen Küçük Tüy adlı Kızılderili genç bir kadını gönderdi.
Küçük Tüy, Brando'nun bizzat kaleme almış olduğu metni, kendisini engellemeye çalışanlara rağmen kısmen okuyabildi: ""Marlon Brando... benden zaman darlığı ile şu anda sizinle paylaşamayacağım uzun bir konuşma yapmamı istedi ancak basınla paylaşmaktan memnuniyet duyacağım şey şu ki o... çok üzülerek bu cömert ödülü kabul edemiyor. Ve bunun sebebi de... günümüz film endüstrisinin ...beni affedin.. ve televizyonlardaki filmlerdeki yeniden çevrimlerde Amerikan Yerlilerine yaptıkları ve Wounded Knee'deki son olaylardır. Bu akşam aranızda bulunamadığım için beni affedin gelecekte kalplerimiz ve anlayışlarımızda sevgi ve cömertlikte bir araya geleceğiz. Marlon Brando adına sizlere teşekkür ederim."
Brando'nun metni daha sonra basına dağıtıldı. Metinde özetle şunlar yazıyordu:
"200 yıl boyunca toprağı, ailesi, ve özgür olma hakkı için savaşan yerli halka şöyle dedik: 'İndir silahını arkadaş, gel birlikte oturalım. İndirirsen eğer silahını arkadaş senle barıştan söz ederiz, senin hayrına olmak üzere anlaşırız.' Silahlarını indirdiklerinde ise onları katlettik. Onlara yalan söyledik. Onları topraklarından koparmak için kandırdık. Antlaşma dediğimiz ama hiç bir zaman sadık kalmadığımız o kâğıt parçalarını imzalamaları için onları açlığa mahkûm ettik.
Onları, yalnızca yaşamın anımsayacağı kadar uzun bir süredir yaşam vermiş bu kıtada birer dilenciye döndürdük. Ve tarihi istediği kadar çarpıtılmış dahi olsa nasıl yorumlarsanız yorumlayın: Biz doğru yapmadık. Ne adil davrandık, ne de dürüst. (...) Emin olun, tarih bizi yargılayacaktır. Ama umurumuzda mı? O nasıl bir ahlâki şizofrenidir ki tüm dünyanın işitmesi için ulusumuzun en tepesindeki sesle ciğerlerimiz patlayana kadar bizim taahhütlerimizi tuttuğumuzu haykırırız da tarihin tüm sayfaları, Amerikan Yerlilerinin yaşamındaki son 100 yıl boyunca geçirdikleri tüm o aç, susuz günler ve geceler bu sesin dediklerinin tam zıddını söyler..."
Hayatının sonraki dönemlerinde Amerikan'ın yerli halkı için büyük miktarlarda para bağışlayan Brando, 2004 yılında 80 yaşında hayata gözlerini yumdu. Halkının tarihiyle yüzleşmesi, yaşanan felaketlerin bir daha yaşanmaması için cesur adımlar atan bu saygıdeğer insanın mücadelesinin, tarihleriyle henüz yüzleşmemiş halklar için de örnek teşkil etmesi umuduyla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder