Pax Ottomana (Latince "Osmanlı Barışı" anlamına gelmektedir), Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki, dünyanın diğer bölgelerine nazaran mevcut istikrar ve düzeni tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Daha yaygın bir tabir olan Pax Romana'dan türetilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda, bütün Balkanlar'ı, Orta Doğu'yu, Kuzey Afrika'yı ve kısmen Kafkaslar'ı kapsar. Osmanlı yönetiminin ayrılmasıyla birlikte, özellikle I. Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşı'nın ardından ve son olarak da Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra bu bölgeler toplumsal, ekonomik ve politik bir takım istikrarsızlıklar yaşadılar.
Bu sebeple, birçok modern Türk tarihçisi, Osmanlı İmparatorluğu dönemine bir bakış açısı olarak, bu ülkelerde var olduğu düşünülen, Osmanlı Yönetimine dair olumlu izlenimlerin altını çizmek için bu tabiri kullanırlar.
"Osmanlı Barışı (Pax Ottomana) şüphesiz bir sistemin adıdır ve son yıllarda Roma barışı (Pax Romana) gibi çok kullanılmaya başlanmıştır. Şunu söylemek gerek ki bu bir abartma tabir değildir, yanlış da değildir. Tarihin bir döneminde, Osmanlı İmparatorluğu′nun özellikle Balkanlar ve Ortadoğu’da kendini ortaya koymasıdır. Bugün Doğu dünyasında uluslar sorunun kökleri Osmanlı devrine gidiyor. Çözümsüzlükler kadar çözüm ümidi de Osmanlı devrine gidiyor.
İstanbul’un fethi ve II. Mehmed’in (Fatih) idaresi ile Osmanlı barışının temelleri atılmıştır. Osmanlı yeni dünya şartlarına intibak eden ve uluslaşmaya geçişi sağlayan son imparatorluktur. Yerel kültürleri yok eden koloni imparatorluklarının aksine (İngilizler Hindî sınıfını, Fransızlar Mağrib Arab medeniyetini yok ettiler) Osmanlı İmparatorluğu yerel kültürleri ve küçük hakları da ulus çağına taşımıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder