“Senin senden daha iyi kimse tanıyamaz ve anlatamaz.”“sözler,
zihni en çarpık biçimde yansıtan aynalardır.
“hangi erkek, gerçek bir bilge
gibi hareket edip ilk iş olarak evliliğin sakıncalarını önceden görebilseydi,
boynuna o yuların takılmasına izin verirdi? Aynı şekilde kadınlar çocuk
doğururken katlanacakları sancıları ve yaşayacakları tehlikeleri, çocuk
büyütürken çekeceği sıkıntıları tam olarak bilseydi bir erkeğe nasıl karşılık
verirdi? Yani varlığınızı evliliklere borçlusunuz. Evlilik kurumu da varlığını
çılgınlık tanrıçasına. Birde unutkanlık tanrıçasının yardımları olmasaydı o acı
tecrübeyi bir kez yaşamış olan hangi kadın tekrar çocuk doğurmayı göze
alabilirdi?
“mutluluk aklın bittiği yerde başlar”
“insan yaşamının en mutlu ve herkes için en eğlenceli çağı
çocukluktur.
“gelip geçici olan gençlik çağını uzatmanın ve yaşlılığın
acımasız etkilerinden uzaklaşmanın tek yolu delilikten geçer.
“kadınlar
akılsız ve aptal yaratıklardır. Ne kadar gizlemeye çalışırlarsa çalışsın
akılsızdırlar”
"ayrıca kadınların tüm yaşamları boyunca en arzu ettikleri
şey erkekler tarafından beğenilmektir. Erkelerin kadınlara katlanmalarının tek
nedeni onlardan alacakları hazdır. O haz da delilik değil midir?”
“Ne tür karaktere
sahip olursa olsun ciddi hatalar yapmak her insanın doğasında
vardır.”
“erkeği kadına, kadını da erkeğe bağlayan, evlere huzur getiren,
ilişkilerin devamını sağlayan güç delilikten başkası değildir.”
“deliliğin
tadı gözleri kör eder ve yaşamı onlar için çekici kılar.”
"İnsanın
başkalarından saygı görebilmesi için önce kendine saygı duyması gerekir.
Mutluluk büyük oranda insanın kendisi gibi olmasına bağlıdır.”
“tüm insan
yaşamının temelinde delilik yatar. İnsanların doğal yeteneklerini,saygıdeğer
olduğu düşünülen sayısız bilim dalını tasarlayıp gelecek kuşaklara aktarmaya
seferber etmesi, onların şöhrete susamış olmalarından kaynaklanmaz mı? Onca
emek uykusuz gece içi boş bir üne kavuşmak içindir. Böylelikle düpedüz deli
olduklarını kanıtlamış olurlar.
”Hiçbir şey zamansız bilgelik kadar büyük bir
delilik değildir.”
“ utanç, onursuzluk, hakaretler sizin onlara aldırış
ettiğiniz oranda size zarar verebilir. Aldırış etmezseniz size hiçbir zararını
göremezsiniz.”
“bilimler insanı mutlu kılmaktan uzaktır. Bilakis özel olarak
kendilerinin ulaşmak istedikleri hedefin önünde engel teşkil ederler.
”
Bilimlerle hiçbir alakası olmayan ve doğayı kendilerine rehber edinenler de
tartışmasız en mutlu insanlardır. Biz kendi sınırlarımızın farkından olduğumuz
ve payımıza düşenden fazlasına göz dikmediğimiz sürece doğa bizi mutlu kılmaya
devam edecektir. Doğa her türlü yapaylığın düşmanıdır. Onu işine müdahale
edilmediğinde her şey daha güzel olacaktır.”
“Deliler gerçekleri
söyleme konusunda özgürdür. Krallar bu sözleri onların ağızlarından duymaktan
zevk alırlar. Gerçekten soytarıları bir bilgenin yaşamına mal olabilecek
sözleri sarf ettiğinde şaşırtıcı bir şekilde eğlenirler.”
“Son derece çirkin
olmasına rağmen kocasının gözünde Venüs(güzellik tanrıçası) ile rekabet
Edebildikten sonra o kadının güzel olup olmaması neyi
değiştirir.”
“Heykeller temsil ettikleri şeylere yarardan çok zarar verir.
Çünkü ahmak ve kalın kafalı insanlar onların temsil ettiği kutsallıklar yerine
objelerin kendilerine bağlanırlar.”
“Filozoflar hiçbir şeyi bilmedikleri
halde her şeyi bildiklerini iddia ederler. Aslında kendilerinden bile
habersizdirler. Yollarının üstündeki bir taşı yada hendeği bile göremezler. Ya
yarı kördürler yada akılları bir karış havadadırlar.”
“ İlahiyatçılar
kendilerini beğenmişlikleri sayesinde göğün üçüncü katında yaşadıklarına inanırlar.
İnsanların geri kalanlarına tepeden bakarlar.
” Bununla yetinmeyip hiçbir zaman
bilinemeyecek olan gizemleri kendi işlerine geldiği gibi açıklamaya
koyulurlar.”cehenneme bile sanki yıllarca kalmışlar gibi ince ayrıntısına
kadar anlatmaktan büyü haz alırlar
.” İnsanlar onlara efendimiz diyerek saygı
gösterince kendilerini tanrılara en yakın mertebeye ulaşmış hissederler.
“Yaşamında biraz olsun neşe ve eğlence arayanlar ilk önce
kapılarını bilgelere kapamakla işe başlamalıdır. Eğlence denince akla en son
onları adı gelmelidir. Bilge olup öfkeden kudurmaktansa, cahil olup delice
yaşamak daha iyidir.”
“ne kadar çok bilgiye ulaşırsanız o kadar çok
üzülürsünüz; ne kadar çok şeyi idrak ederseniz o kadar mutsuz
olursunuz.”“Hıristiyanlık bir çeşit delilik türüne benzer ve bilgelikle taban
tabana zıttır. Kanıt istiyorsanız buyurun: dinsel ve kutsal şeyler en çok
çocukların ve ihtiyarların; ardından kadınların ve avanakların ilgisini cezp
eder.“
Aşk ne kadar kusursuzsa o ölçüde deliliğe ve de mutluluğa yol
açar.“Bir tanrıçada olsa kadınlar çenesi düşük olur.”
Dostluk ile delilik bağdaşır mı?
Dostlarının hovardalıklarına göz yummak, kusurları üzerine
hayale kapılmak, onları taklit etmek, en kötü huylarını beğenmek, birer
erdemmiş gibi bunlara hayran olmak, delilik değil mi? Ama, kabul edin ki,
dostlukları kuran ve besleyen yine de bu deliliklerdir. İnsanların çoğu
delidir, hatta denebilir ki, deliliğin birkaç türlüsünü kendinde toplamamış
olanı bile yoktur. Üstelik bütün dostluklar, benzerlikler üzerine kurulmuştur.
Müstebit Kral halkını, uşak efendisini, cariye hanımını, çömez öğretmenini,
dost dostunu, koca karısını, ev sahibi misafirini, arkadaş arkadaşını; hata,
yüze gülme, gönül alma gibi ya da başka bir delilikle karşılıklı olarak birbirlerini
aldatmasalar, pek kısa zamanda biri öteki için çekilmez olurdu. İnsanın her
yaptığından memnun olması, kendi kendine hayranlığı kadar büyük delilik olur
mu?
İnsanların en delisi kimlerdir?
İnsanların en delisi tüccarlardır. Akılları fikirleri kazanç
elde etmektedir ve kazanç tutkularını doyurmak için en iğrenç yollara
başvururlar. Bütün ömürleri yalan, yalan yere yemin, hırsızlık, hile, aldatma
ile geçer.
Ya şairler? Onlar da deli mi?
Bildiğiniz gibi şairler; delilerin kulaklarını durmadan
saçmalarla, gülünç öykülerle okşayan özgür kişilerdir. Yeryüzünde hiç kimse
bana –ben deliliğe- bunlar kadar tertemiz ve sürekli övgüde bulunamaz. Ama ben
özellikle; havai, saçma sapan şeyler yazanlara ilham veririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder