14 Ocak 2015 Çarşamba

Küba

1933-1959 yılları arasında devletin başında duran isim Batista' ydı.Onun zamanında Küba, kara para aklama merkeziydi. 1950' li yıllarda Küba çok karışıktı. Irkçılık, öğrenci ayaklanmaları, Fuhuş, Açlık ve Çiftçi ayaklanmaları vardı. 1953 yılında öğrenciler Batista' nın sarayını bastılar. Batistsa, Küba' dan para dolu çantalarla kaçtı. Küba' nın 800 milyon dolarını çaldı ve yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne neden oldu. Batista 1959 yılında kaçınca yerine Fidel Carsto geldi. amerika bu küçük adanın kendisine dahil olmasını istiyor, Fakat Fidel bağımsızlığını savunuyordu.

1960' lı yıllarda Amerika Küba' nın bağımsızlık çabaları karşısında sabotajlara girişmeye başladı. Küba ve Sovyetler Birliği arsında yapılan anlaşmayla ABD Küba' ya Ambargo uyguladı. Bunun üzerine Fidel ambargoya karşılık millileştirme hareketini başlattı ve ABD' nin Küba' daki şirketlerine el koydu. Amerika ise Küba' yı bombalamaya başlamıştı. Belçika' dan Küba' ya yardım getiren bir gemi havaya uçuruldu. ( 1960 - Mart ) Bu saldırıda 100 kişi öldü 200' e yakın kişi yaralandı.

Ardından Domuzlar Körfezi işgaliyle Küba işgal altına alındı. Kennedy Sovyetlerin Küba' ya yerleştirdiği füzelerin derhal kaldırılmasını istedi. Sovyet gemileri ise Küba açıklarında ABD gemileriyle karşı karşıya geldi. Yıllar içinde küba' ya yapılan saldırılarda 78 Uçak düşürüldü. Konsolosluklar ve okullar bombalandı. buna rağmen ;Küba halkı Lideri Fidel' e daha çok kenetlendi.
Fidel Castro verdiği ilk demeçte; tüm dünya ülkeleriyle dost olduğunu ve resmi ilişkiler kurmak istediğini söyleyip, " Yurtta Sulh, Cihanda Sulh " diyerek Havana' daki bir parka Atatürk' ün büstünü dikti.
Ambargoda Küba elektriksiz be petrolsüz bırakılmıştı. Fabrikalar kapanıp işsizlik artmıştı. İnsanlar artık bisiklete biniyor tarımda saban kullanmaya başlıyordu. Her şeye rağmen Küba' da reformlar sürüyordu. Eğitim ve Sağlık seferberliği başlamıştı. Küba' nın yarısından çoğu okuma yazma bilmiyordu. 1 milyon kişi 1 yılda okur yazar olmuştu eğitim seferberliğiyle.

Küba' da yer alan Amerikan misyon binasının karşısında 138 adet siyah bayrak asılıp ABD protesto ediliyor. Bayraklar rüzgardan yıprandığı için her hafta yenileniyor.
Küba sokakları oldukça güvenli. Halkı iyi eğitilmiş ve gururlu. Ve en önemlisi çok mutlu.
1990 yılında ,Sovyetlerin çöküşüyle başta enerji olmak üzere Küba' nın tüm hayat damarları kesiliyor. Ama bu sefer devreye giren, Küba' yı kurtaran Turizm oluyor. Rekor sayıda turistle turizmde zirveye geçiyor. Küba turizmle ve Venezuela' dan gelen petrolle toparlanmaya başlıyor.

2005' te Avrupa Birliği Latin Amerika' yla güçlü iş birliği stratejisini hazırlıyor. Küba Çin' le ve Avrupa Birliği ülkeleriyle yakınlaşmaya başlıyor. Amerika Küba' ya karşı ne kadar sertleşirse Diğer ülkelerden gelen destek o kadar artıyordu.Amerika içinse bu durum bir tehdit oluşturmaktaydı. Küba' daki hareketin Latin Amerika' ya sıçramasından korkuluyordu.
Latin Amerika' yla Küba' nın ilk bütünleşmesi bir okul çatısı altında oldu. Havana' daki Latin Amerika Tıp Bilimleri okulu Birleşmiş Milletler gibiydi. 1999 yılnda kurulan bu Tıp okulunda 10 bin yoksul öğrenci Tıp okuyordu.
Küba' yla en büyük yardım ve iş birliğini Venezuela yapmıştır. Venezuela Küba' ya indirimli petrol verirken, Küba' da venezuela' nın yoksul halkına ve öğrencilerine sağlık ve eğitimi ücretsiz sağlamaktadır. Zamanla bu iki ülke arasındaki dostluğa bağlı iş birliği 2000' li yıllarda diğer ülkelerin katılımıyla daha da gelişiyor. Arjantin, Brezilya, Bolivya, Peru, ve tüm Latin Amerika' da bir bütünleşme hareketi başlıyor.

Küba Halkı, tüketimden ve bolluktan çok uzak ama asla aç kalmayan, çok iyi eğitilmiş ve tarihini çok iyi bilip onurla yaşayan ve Liderine çok bağlı ayakta duran mutlu bir ülke.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder